Bu bölümde, emzirme sürecinin anne, bebek ve fetal sağlık üzerindeki etkisi üzerine bir araştırma sunulmaktadır. Emzirme, bebeğin büyüme ve gelişme için doğal bir kaynak olan anne sütüne ulaşmasını sağlayan tercih edilen ve sağlıklı bir yöntemdir. Emzirme, anneler, bebekler ve toplum için kısa ve uzun vadeli faydalar sağlar. Anneler için kısa vadeli faydalar arasında involüsyon sürecinin hızlandırılması, lohusalık kanaması ve depresyon olasılığının azaltılması yer alır. Uzun vadeli faydalar arasında ise meme, yumurtalık ve endometrial kanser riskinin azaltılması, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, osteoporoz, romatoid artrit ve Alzheimer gibi hastalıkların olasılığının azaltılması yer alır. Bebekler için ise kısa vadeli olarak emzirme, enfeksiyöz hastalıklar, ani bebek ölüm sendromu, atopi, alerjiler ve astım riskini azaltırken, bağışıklık sisteminin gelişiminde önemli bir rol oynar. Uzun vadede ise nörogelişimsel hastalıklar, dikkat eksikliği ve otistik spektrum bozukluğu, diyabet, obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve lenfatik lösemi ve akut miyeloid lösemi gibi kanser hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. Ayrıca, emzirme bilişsel ve davranışsal gelişimi destekler. Emzirme, anneler ve bebekler için sunduğu birçok fayda aynı zamanda aile ve toplum için de önemlidir. Sağlık maliyetlerini azaltır, birçok hastalığa karşı koruma sağlar, ucuz ve kolay erişilebilir bir yöntemdir, aile gelir kaybını önler ve doğal ve yenilenebilir olduğu için çevre dostudur. Emzirme, anneler ve bebekler arasında güven ve sevgi bağı oluşturur ve emzirmenin sürekliliği önemlidir. Dünya ve Türkiye'deki yönergeler doğrultusunda, emzirme iki yıl boyunca devam etmelidir. İlk altı ay boyunca sadece anne sütü ile beslenme yapılması ve altı aydan sonra ek gıdaların emzirmeye eklenmesi önerilmektedir. Ancak, dünya genelinde ve Türkiye'de genel tablonun istenen düzeyde olmadığı görülmektedir. Altı aydan küçük bebeklerde sadece anne sütü ile beslenme oranı dünya genelinde %41 iken, iki yaşına kadar emzirilen bebeklerin oranı %45'tir. Türkiye'de ise çocukların %98'inin hayatlarının bir döneminde emzirildiği belirtilmektedir. Dünya verilerine benzer şekilde, ülkemizde altıncı ayda sadece anne sütü alan bebeklerin oranı %41'dir. İlk bir yılda emzirilen bebeklerin oranı %66 iken, iki yıla kadar emzirilen bebeklerin oranı sadece %34'tür. Bu durum, emzirmenin ülkemizde yaygın olduğunu, ancak emzirmenin devamında zorluklar olduğunu göstermektedir. Bazı sistematik derleme ve meta-analiz çalışmaları, emzirmenin sürekliliğini etkileyen bazı faktörlerin olduğunu göstermektedir. Bu faktörler arasında sigara içme, doğum şekli, doğum sayısı, bebek bakıcısı (bakıcı/ebeveyn), anne yaşı ve eğitimi, emzirme eğitimi alma durumu, ikamet yeri ve sosyoekonomik düzey yer almaktadır. Türkiye'de emzirme sorunlarını belirlemek için yapılan 34 çalışmayı içeren bir sistemik derleme çalışmasında, emzirme sürecini etkileyen faktörler incelenmiştir. Bu faktörler arasında yetersiz anne sütü endişesi, bebeğin doymadığı düşüncesi, emzirme tekniğini bilmeme ve bilgi ve deneyim eksikliği gibi faktörlerin en önemli olduğu bulunmuştur. Ayrıca, aynı çalışmada, emzirme sürecini sürdürmede emzirme döneminde hamile kalmanın sorunlara neden olduğu bildirilmiştir. Literatürdeki çalışmalar, emzirme döneminde hamile kalmanın ilk çocuğun sütten kesilmesinde önemli bir faktör olduğunu göstermektedir. Bu, doğum sonrası dönemde aile planlaması ihtiyacını ortaya koymaktadır. Ülkemizde, doğumların %21'i önceki doğumdan 24 aydan daha kısa bir sürede gerçekleşmektedir. Ülkemizde aile planlaması ihtiyacının karşılanmaması, 2013'e göre iki kat artmıştır, bu da bu gerçeği desteklemektedir. İki doğum arasındaki kısa süre(AI)
Atıf Sayısı :