Kronik Lenfositik Lösemi’de Minimal Rezidüel Hastalık
Anahtar Kelimeler
Son yıllarda kronik lenfositik lösemi (KLL) tedavisinde yaşanan gelişmeler, tedavi yanıt oranlarında önemli iyileşmelere yol açmıştır. Kombinasyon tedavileri ve hedefe yönelik tedavilerin kullanımı, monoterapiye kıyasla daha iyi sonuçlar vermiştir. İbrutinib, İdelalisib ve Venetoclax gibi hedefe yönelik tedaviler, hastaların yaşam sürelerini uzatmıştır. KLL tedavisindeki nihai amaç, rezidüel hastalığı saptanamayacak düzeye indirip kür elde etmektir. Klinik çalışmalarda genel sağkalım (OS) genellikle kullanılan bir sonlanım noktasıdır, ancak yeni tedavilerle yaşam sürelerinin uzaması, bu süreleri de uzatmıştır. Bu nedenle, minimal rezidüel hastalık (MRD) gibi farklı sonlanım noktalarının kullanımı gündeme gelmiştir. MRD, tedavi sonrası klinik, morfolojik ve radyolojik incelemelerle saptanamayan ancak daha spesifik yöntemlerle gösterilebilen kalıntı KLL hücrelerinin nüksün sorumlusu olduğu durumu ifade eder. MRD negatifliği, kantitatif ölçümlerde 10000 lökosit içinde birden az KLL hücresinin olması olarak tanımlanmıştır. MRD'nin kemoimmünoterapi alan hastalarda OS ve PFS'ın bağımsız bir göstergesi olduğu kanıtlanmıştır. MRD hakkında yapılan çalışmalar devam etmekte ve duyarlılığı yüksek yeni ölçüm metodlarının geliştirilmesiyle birlikte klinik çalışmalarda giderek daha fazla kullanılmaktadır. Ancak hangi yöntemin ve eşik değerin kullanılacağı konusunda hala belirsizlikler bulunmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :