Son yıllarda, cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla birçok yeni tedavi yöntemi ortaya çıkmıştır. Bu yöntemlerden biri olan plazma enerjisi, minimal invazif bir prosedür olarak popülerlik kazanmıştır. Plazma enerjisi, cildin yeniden oluşturulması ve gençleştirilmesi etkileriyle özellikle üst dermatoşalazis, göz kapağı çizgileri ve kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Plazma enerjisi, solid yapıların erime ve sıvılaşma süreciyle başlar, ardından bu sıvılaşan maddeler gaz haline geçer ve iyonizasyon ile plazma haline dönüşür. Bu işlem, ciltte sitokin salınımını, fibroblastların göçünü ve aktivasyonunu, elastoz ve yeni kollajen sentezini tetikler. Plazma enerjisinin avantajları arasında lazerlere göre daha az hasar vermesi, daha hızlı iyileşme süreci, koruyucu gözlük ve oksijen tutuşturma riski olmaması sayılabilir. Plazma enerjisi uygulaması, temizlenmiş bir bölgeye topikal anestezik krem uygulanarak başlar ve enerji uygulaması yapılır. İşlem sonrası antibiyotikli krem ve güneş koruyucu krem kullanılması önerilir. 20-30 gün aralıklarla 2-3 seans yapılır ve hastaya cilt nemlendiricileri ve güneş kremi kullanması önerilir. Plazma enerjisi uygulamasının yan etkileri arasında hassasiyet artışı, kızarıklık, ödem, hiperpigmentasyon ve korneal epitelial erozyon bulunabilir. Fraksiyonel lazerler ise ciltteki lezyonların tedavisinde etkili olmuştur. Fraksiyonel lazerler, dermisin bir kısmını yakarak cildin daha hızlı iyileşmesini sağlar.(AI)